İçerik Başlıkları
Bipolar Bozukluk Nedir
Bipolar bozukluk bir diğer ismiyle “manik-depresif bozukluk” bireyin ruh hali, enerjisi, konsantrasyonu ve günlük yaşantısındaki aktivitelerini uygulamasındaki becerisini olumsuz yönde etkilemekte olan bir psikolojik-psikiyatrik bir rahatsızlıktır.
Bipolar bozukluk, bireyin bir anda kendisini çok iyi hissederken, bir süre sonrasında ise içine kapanık bir hale gelmesine neden olabilmektedir. Bipolar bozukluk, bireyin manik depresyon tanımına da uyum sağlamakta olan ruh hallerine bürünmesine neden olabilmektedir. Bu sebeple hastalığa tanı konma aşamasında, uzman kişiler tarafından yapılacak olan değerlendirme oldukça önem taşımaktadır.
Bipoların en belirgin özelliklerinden biride bireyin ruh halinin uçlarda olmasıdır. Bipolar, en yüksek seviyedeyken kişi daha hareketli bir ruh haline bürünmekte ve kendini çok mutlu hissetmektedir. Fakat depresyon haline bürünmesinde ise dış dünya ile olan tüm iletişimini kesip kendini kapatabilir. Hatta intihar eğiliminde bile olabilir.
Bipolar bozuklukta duygu durum atakları ileri aşamada değilse yıl içerisinde birkaç kez meydana gelebilmektedir. Çoğu bireyde duygu durum bozukluklarını fark edebilirken, ileri seviye bipolar bozukluğu yaşamakta olan birey durumu fark etmekte zorlanabilir. Bipolar bozukluk genetik aktarım ile birlikte geçebileceği gibi, sonrasında travmalara bağlı şekilde de gelişebilmektedir.
Bipolar Bozukluğu Nedenleri Nelerdir
Bipolar bozukluğun kesin olarak bir nedeni bilinmemektedir. Ancak bir bireyin bipolar tanısı alabilmesi için pek çok durumun aynı anda geliştiği faktörler olması belirtilmektedir. Bu belirtilen faktörler arasında ise, beyindeki kimyasal dengesizlikler, genetik aktarım ve tetikleyici faktörler yer almaktadır.
- Beyindeki Kimyasal Dengesizlik : Bipolar bozukluğun, beyindeki kimyasal dengesizliklerin sonucunda gelişmektedir. Beynin fonksiyonlarını kontrol etmekte olan kimyasallarla nörotransmiterler olarak adlandırılmaktadır. Bir ya da daha fazla nörotransmiterde bir dengesizlik olması sonucunda bipolar bozukluk semptomları da görülmektedir.
- Genetik Faktörler : Bipolar bozukluğun, genetik faktörlere bağlı olarak ilişkili durumlar vardır. Ailedeki birinci derece akrabalardan genetik aktarım sonucunda kazanım yaşabilmektedir. Anne, baba ya da kardeşte bipolar bozukluk olmasıyla doktor kontrolüne gitmesi önerilmektedir. Bununla birlikte, bipolar bozuklukta tek bir gen sorumlu değildir. Bunun dışında, bazı genetik ve çevresel faktörlerin tetikleyici gibi davranıldığı da düşünülmektedir.
- Tetikleyici Unsurlar : Stresli durumlar ya da yaşanan tramlar genel olarak bipolar bozukluğu tetiklemekte olan unsurlar arasında yer almaktadır. Bu durumlara örnek vermek gerekirse; bir ilişkinin bitişi, fiziksel, cinsel veya duygusal istismar, yakın bir aile üyesinin ya da çok sevilen birinin ölümü veya beyin tramaları sonucunda da bipolar bozukluğuna neden olabilmektedir.
Bu tarzda yaşam değiştirici olaylar, bir insanın hayatında herhangi bir zaman içerisinde depresyon dönemlerine sebep olabilmektedir.
Bipolar Bozukluğu Belirtileri Nelerdir
Mani Döneminde;
- Aşırlı neşeli olma
- Olayların merkezinde olma duygusu
- Hiperaktivite
- Daha öncelere oranla daha az uyku
- Cinsel dürtülerde artış
- Özgüvenin yüksek olması
- Odaklanmada zorluk yaşama
- Halüsinasyon görme
- Hızlı konuşma
- Yaratıcılık
- Alkol ve uyuşturucu kullanımı
- Sabırsızlık
- Sürekli olarak para harcama
- Sabırsız olma
- Huzursuzluk gibi duyguların en uç seviyede yaşanması
Depresif Dönemde;
- Sürekli olarak uyuma isteği
- Yorgunluk
- Keyifsizlik
- Olaylara konsantre olmada zorluk yaşama
- Suçluluk hissetme
- Umutsuzluk hali
- Sürekli olarak kuşku duyma
- İştahsızlık
- Uyumada zorluk çekmek
- İştah durumunda azalma
- Çevresindeki insanlarla sürekli tartışma durumu
- Cinsel isteğin azalması
- İntihar düşünceleri
- Günlük rutindeki işlerin yerine getirememe şeklinde görülmekte
Bipolar Bozukluğunda Tanı Yöntemi Nelerdir
Bipolar bozuklukta tanı sık sık olarak aile öyküsü alınması sonucunda klinik izlenimle konulabilmektedir. İlk atağın çeşidi bipolar bozukluğu belirleyici unsurların en başında yer almaktadır. Eğer ilk atak depresifse bu hastalığın bipolar bozukluk olarak tanımlanması oldukça zorlaşabilmektedir.
Bir hastanın bipolar tanısının net bir şekilde konulabilmesi için manik ve depresif atakların gözlemlenmesi gerekmektedir. Bipolar bozukluğun tanı olarak karmaşalar yaratması durumları da söz konusudur. Bireyde alkol ya da madde bağımlılığı gibi sorunların olması durumunda tanı koymak yine zorlaşabilmektedir.
Bipolar bozukluk kendi alanında yer almakta olan diğer hastalıklarla karıştırılabileceğinden dolayı buradaki en önemli faktörlerden biride hastanın atak dönemlerinin gözlemlenmesidir. Psikiyatr tarafından hastanın mani ve hipomani durumundan dolayı kendine zarar verici düşüncelere sahip olup olmadığı, aile de bipolar bozukluğa sahip başka bir birey olup olmaması gibi pek çok soru sorulmaktadır.
Bipolar Bozukluğunda Tedavi Yöntemleri Nelerdir
Bipolar bozukluğun tedavi dönemi hastanın hekimle olan iş birliği ve aile yakınlarının tedavi dönemindeki destekleri doğrultusu da oldukça önem taşımaktadır. Atakların ciddi bir bölümünde hastanın ne hissettiğini, ne yaşamış olduğunu ve kendisinde ne tür de değişimlerin ortaya çıkmasını fark edemeyebilmektedir. Bipolar bozukluğa neden olan bir hasta ileri seviyelere kadar kendi durumundaki değişimleri gözlemleyebilmektedir.
Depresif dönem içerisinde birey mutsuzluğundan, hayattan keyif alamamasından sürekli olarak yakınmakta olabilir. Birey bunun farkında olmayabilir. Ancak mani dönem içerisinde ise sıklıkla çevre tarafından fark edilmesi bir dönemdir. Bu dönem içerisinde atak dönemleri de oldukça önemlidir.
Atak döneminde birey eğer depresif bir dönem içerisindeyse genel olarak antidepresanlarla duygu-durum düzenleyici ilaç tedavisi uygulanabilmektedir. Manik dönemde ise eğer psikotik belirtiler eşlik etmesi durumunda antipsikotiklerden faydalanabilmektedir.
Bipolar atakları dışında bireyin normal hayatını sürdürebildiği psikolojik bir rahatsızlıktır. Tedavi döneminde sadece ataklar geldiği zamanlar değil, atakların oluşmasını engellemeyi amaçlamaktadır. Duygu durum dengeleyici ilaçlar bu açıdan oldukça önem taşımaktadır.
Bipolar bozukluğa sahip bireyler bir dönem sonra kendilerini iyi hissetmesi durumunda ilaç kullanımını da bırakmak isteyebilmektedirler. Burada bireyin yakınlarının, hastaya olan yaklaşımları oldukça önemlidir. Bireyin ilaç kullanımını destekleyici söylemlerde ve özellikle hastalığın atakları açısından da aile yakınlarının farkındalığının yüksek olması da önem taşımaktadır.