Altını Islatma (Enürezis) Nedir, Tedavisi Nelerdir

altını ıslatma (enürezis) nedir, tedavisi nelerdir

Enürezis problemi türkçe karşılığı alt ıslatmadır. Ülkemizde sık sık karşılaşılan durumlardan biridir. Gece altını ıslatma enürezis nokturna, hem gündüz hem de gece altını ıslatma enürezis diurna olarak adlandırılmaktadır. Doğuştan veya kazanılmış santral sinir sistemi defekti olmayan 5 yaş üstündeki çocuklarda gece altını ıslatma olması durumunda enürezis nokturna olara tanımlanır. Enürezis nokturna basit ve komplike olarak iki grubu ayrılmaktadır. Basit tip türünde geceleri yatağı ıslatma dışında farklı bir belirti yoktur. Komplike tipte ise gündüzleri ani olarak sıkışma hissiyatı, sık sık idrara çıkma, gündüzleri idrar kaçırma ve kronik kabızlık olarak tanımlanır.

Primer enürezis idrar kontrolünün doğum itibariyle hiç sağlanamamasıdır. Sekonder enürezis ise yaklaşık 6 ay kuru bir dönem sonrası idrar kaçırmanın başlaması durumudur. Enürezis tanımı 5 yaş üzerindeki çocuklar için yapılır ve sık sık yaşla birlikte giderek azalmaktadır. Enürezis sosyoekonomik ve eğitim düzeyinin düşük ve geniş ailelerde daha sık görülebilmektedir. Genel olarak 10 ila 11 yaşına kadar erkek çocuklarda görülmektedir. Peki, altını ıslatma (enürezis) nedir, tedavisi nelerdir? Hep birlikte bu yazımızda faydalı bilgiler ile birlikte inceleyelim.

İçerik Başlıkları

Enürezis Nedenleri Nelerdir

Basit alt ıslatmada altta yatan pek çok fazla faktör olabilmektedir. Genetik faktörler, uyanma bozuklukları, hormonal faktörler ve mesane (idrar kesesi) ile ilgili durumlardan kaynaklı sorumlu tutulmuştur. Bu vakaların %98’inde organik bir sebep bulunmamaktadır. %2 oranında ise organik bir sebep tespit edilebilmektedir. Bunların arasında bozulan işleme fonksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu, üretrada tıkanıklık, ektoplik üreter (üreterin normal yerinde olmayışı), uyku apnesi, şeker hastalığı, şekersiz şeker hastalığı ve hipertiroidizm olarak sayılabilmektedir. Her iki ebeveyni enüretik olanlarda alt ıslatma sıklığı %77, anne babadan biri enüretikse çocukta da görülme olasılığı %46 oranındadır. Tek yumurta ikizlerinde görülme olasılığı ise daha fazladır.

Başlıca alt ıslatma sebeplerini gözden geçirmemiz durumunda:

  • Uyanma bozuklukları: Eskiden beri alt ıslatmakta olan çocukların uykularının derin olması da bilinmektedir. Ailelerin çoğu çocuklarının zor uyandırılmasından şikayet etmektediler. Fakat bazı çocuklarda ise bu probleme rastlanmamaktadır. Yapılan bilimsel araştırmalara göre bazı çocuklarda idrar kaçırmanın uykuyla alakalı olduğu da gösterilmiştir. Basit idrar kaçırmada en önemli sorunlardan biride çocukların idrar keselerinin olduğunu fark etmemeleri ve tuvalete gidebilmek için uyandırılamamaları olmasıdır. Bu çocukların çoğunluğu idrarını yapmasından sonra uyanmaktadırlar. Mesane doluluğunu fark etmede gelişimsel bir gecikme söz konusu olmaktadır. Bu durum yaş ile birlikte düzelme göstermektedir.
  • Düşük mesane kapasitesi ve mesanede aşırı derecede kasılmalar: Altını ıslatan çocukların pek çoğunda geceleri mesane kapasitesinin azaldığı gösterilmiştir.
  • Gece artış gösteren idrar miktarı: Akşamları aşırı miktarda sıvı tüketimi bu duruma neden olabilmektedir. Aynı zamanda idrar yapımının kontrolünü sağlayan ADH adlı hormon salınımının yetersiz olmasıyla birlikte bu durumdan sorumlu tutulmaktadır. Enüretik çocuklarda gece üretilmekte olan idrar miktarıyla mesane kapasitesi arasındaki denge de bozulmalar görülmüştür. Bu duruma uyanamama da ilave edilince alt ıslatma ortaya çıkmaktadır.
  • İdrar yolu enfeksiyonu: Bu çocuklarda gündüzleri idrara sıkışma, sık sık idrara çıkmak, idrarda yanma hissiyatı ve kabızlık gibi durumlar ortaya çıkabilmektedir.
  • Üratranın tıkanıklığı: Üretra idrar yollarının bir parçası olarak adlandırılır. Üretradaki tıkanıklık mesanede aşırı dolu olmasına neden olmasıyla birlikte alt ıslatmaya sebep olabilmektedir.
  • Şeker hastalığı: Şeker hastalarında aşırı miktarda idrar üretimi bulunmaktadır. Bazen şeker rahatsızlığı altını ıslatmak da olan bir çocuğun araştırılması esnasında bulunabilmektedir.
  • Şekersiz şeker hastalığı: Diabeters indibitus olarak adlandırılan bu hastalıkta beyinden salgılanmakta olan ADH adlı hormonun yetersizliği bulunmaktadır. Bu durum sonucunda aşırı işemeye sebep olabilmektedir.
  • Genetik faktörler
  • Psikolojik sebepler
  • Uyku apnesi sendromu
  • Hipertiroidizm
  • Dikkat eksikliği ve hiperaktivite
enürezisde tanı nasıl konulmakta
enürezisde tanı nasıl konulmakta

Enürezisde Tanı Nasıl Konulmakta

İki basamak primer ya da sekonder olmasından ayırt etmek gerekir. Kısacası çocuk başından beri mi altına kaçırıyor yoksa sonradan mı başladı? Enürezis tanısını koyabilmek açısından tanımlanmakta olan durumunda en az ardışık üç ay,  haftada ise iki kez ortaya çıkması sıklığı olması, klinik açıdan belirgin bir problem yaratması, hem toplum içerisinde hem de diğer işlevsellik alanlarında bozulmalara neden olması beklenmektedir.

Basit ve komplike idrar kaçırmanın ayırıcı tanısı farklı yöntemler ile kullanılmaktadır. Bu sebeple de aileye:

  • Gündüz yetişememe şeklinde idrar kaçırma ya da gündüz uyanıkken idrar kaçırmanın olup olmadığı,
  • İdrarını saklamada güçlük çekilip çekilmediği,
  • Günlük yaşantıda normalden fazla işeme ihtiyacının olup olmadığı,
  • Ikınarak zorlanarak işeme olup olmadığı,
  • İdrarını normalden daha fazla tutma,
  • İdrar yolu enfeksiyonu geçirmek,
  • Kabızlık ve dışkı kaçırma olup olmadığı sorgulanır.

Yukarıdaki belirtilerin yer alması durumunda komplike idrar kaçırmadan bahsedilir. Bu hastalığın ikinci basamak değerlendirmeye alınmaktadır. Birinci basamak değerlendirmede merkezi sinir sistemiyle ilgili problemler, diyabet, dikkat eksikliği ve hiperaktivite sendromlarına dikkat edilmesi gerekir.

Hastaların işeme alışkanlıkları, dışkılama alışkanlıkları, sıvı alma alışkanlıkları, psikolojik durumları, aile öyküsünde idrar kaçırmanın olup olmadığı sorgulanması gerekmektedir. Aynı zamanda gün içerisinde işeme sıklığı ve sayısı, gece ıslatma sayısı ve bağırsak alışkanlıkları da sorgulanmaktadır. Hastalara en az iki günlük işeme ve alt ıslatma kayıtlarının tutulabilecek işeme günlüğü verilmektedir. Bu günlüğün bir hafta süre ile tutulması gerekmektedir. Çocuğun arkadaşlık edinme durumu, arkadaşlarıyla uyum içerisinde ve okul başarısının da sorgulanmasıyla birlikte psikolojik durumuyla ilgili değerlendirmeler yapılmaktadır. Muayene esnasında genel olarak pek fazla bulguya rastlanılmamaktadır. Fakat çocuğun karın, sırt bölgesi ve genital organları dikkatli bir şekilde muayene edilmektedir.

Laboratuvar incelemelerinde öncelik olarak idrar tahlili ve idrar kültürü yapılmaktadır. Eğer ilişkili bulguların bulunuyorsa kan şekeri, tiroid fonksiyonları testleri, biyokimya yapılabilmektedir. İkinci basamak test uygulamalarında ise üroflovmetri, sistoüretrogram, ultrason yapılmaktadır. Hastada merkezi sinir sistemiyle ilgili bulgu varsa direkt grafi ve MR istenmektedir.

alt ıslatma tedavisi nelerdir
alt ıslatma tedavisi nelerdir

Alt Islatma Tedavisi Nelerdir

  • Destekleyici tedavi: Çocuğa ve aileye sorunun tanımlanması ve ayrıntılı bilgi verilmesi tedavisinin başarısında büyük bir rol oynamaktadır. Her yıl vakaların yaklaşık olarak %15’inin kendiliğinde düzelmiş olduğu aileye anlatılmaktadır. Çocuk ve aile tedavinin aktif bir parçası olmaktadır. Alınacak olan önlemlerin ve dikkat edilmesi gereken durumların anlaşılır biçimde aileye aktarılmaktadır. 5 yaş öncesinde tedaviye başlanmamaktadır. Genel olarak tedaviye başlama yaşı okula başlama yaşıdır. Tedaviye geç kalınması durumunda sosyal ve psikolojik sorunlara neden olabilmektedir. Hastaların gün içerisindeki sıvı tüketimlerinin düzenlenmesi de gerekir. Akşamları sıvı alımında kısıtlama yapılır. Yatmadan önce kola, kafein içeriğine sahip olan içecekler, çay, kalsiyum içeriğine sahip yiyecekler ve tuzlu gıdaların tüketimi bırakılmaktadır. Kabızlık gibi durumların olmasında diyet düzenlenmesi yapılır ve gerekli olması durumunda ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Uzun süre televizyon seyretme ve bilgisayar oyunlarından uzak durulmalıdır. Evde ve okulda 2 saatte bir düzenli olarak işemesi sağlanmalıdır. Yatmadan önce de mutlaka tuvalete gidilmeli ve yattıktan iki saat sonrasında da çocuk uyandırılmalıdır. Geceleri tuvalete gitmesi kolay olabilmesi açısından ışık açık bırakılmalıdır. Bez kesinlikle kullanılmamalıdır. İdrar kaçırmakta olan çocuğun giysilerinin ve yatak çarşaflarının değiştirilmesine aktif katılım sağlanmalıdır. Kesinlikle ceza uygulaması yapılmamalıdır.
  • Alarm tedavisi: Özellikle de uyanma problemi yaşayan çocuklarda daha etkili bir yöntemdir. Çocuğun idrar damlatması durumunda alarm çalarak çocuğun uyanması sağlanmaktadır. Başarı olasılığı %65 ila %75 oranındadır. Çocuğun uyanma alışkanlığı kazanmasına yardımcı olmaktadır. En az 6 ila 8 hafta uygulanması gerekmektedir. Tedaviye cevap alınması durumunda 6 ay tedaviye devamlılık sağlanmalıdır. Ailenin uyumsuzluğu olması durumunda tedavi başarıya ulaşmamaktadır.
  • İlaç tedavisi: Alt ıslatma tedavisinde desmopresin, trisiklik antidepresanlar, antikolinerjik ilaçların kullanılması gerekir. Desmopresin idrar miktarının azalmasını sağlayan ilaçtır. Tablet ya da sprey şeklinde verilmektedir. Ağızda erimekte olan bir şekle sahiptir. İlaç hastaya yatmadan yarım saat öncesinde verilmektedir. Uzun süreli kullanımda kullanımı güvenlidir. Hastanın sıvı kısıtlaması kurallarına uyması durumunda yan etkileri düşüktür. Bu hastaların akşamları mutlaka sıvı kısıtlaması yapmaları gerekmektedir.
  • Psikoterapi: Alt ıslatma sorunu psikolojik problemlerden kaynaklanması durumunda ya da kendisi psikolojik ve sosyal problemlere neden olması durumunda psikoterapi tedavi uygulanmasından destek alınması faydalı olacaktır.