Sağlıklı bir beden ile sağlıklı bir yaşam sürebilmek ve organların faaliyetlerini sağlıklı bir şekilde yürütebilmesi için günlük en az 2 litre su içilmelidir. Aksi takdirde susuz kalan vücutta olası yaşanabilecek sağlık problemleri kaçınılmaz hale gelecektir. Hatta geri dönüşü olmayan çok ciddi sağlık sorunlarına dahi neden olabilir.
Bu tür sağlık problemlerine maruz kalmamak için vücudumuzun beynimize gönderdiği sinyalleri önemsememiz gerekir. Peki, yeterince su içmediğinizin belirtileri ile ilgili vücudunuz beyninize ne tür sinyaller gönderir?
İnsanlar, vücutlarının susuz kaldığının farkına çoğu zaman 1 bardak su içene kadar varmazlar. O bir bardak su içilirken de vücut nihayet diye haykırır. İnsanlar suyun yaz mevsiminin bunaltıcı sıcaklarında bolca içilmesi gereken bir içecek olduğunu düşünürler. Oysa su her mevsim düzenli olarak içilmesi gereken temel içeceğimizdir.
Susuzluk Belirtiler Nelerdir
Ağız Kurur
Vücudun susuz kaldığının en önemli belirtisi ağzın sık sık kurumasıdır. Gün içerisinde ağzınız kuruduğu zaman içtiğiniz bir bardak su dahi ağız kuruluğunuzun geçmesine yetmiyorsa vücudunuz bayağı bir susuz kalmıştır. Bu ağız kuruluğunun önüne geçmek için günlük 2 bardak su içilmesi ihmal edilmemelidir. Ayrıca ağzınız kuruduğu zaman su yerine şekerli içecekler içerek ağız kuruluğundan kurtulmaya çalışmayın. Bu tür şekerli içecekler kısa vadede ağız kuruluğuna çözüm olsa da uzun vadede ciddi sağlık problemlerine neden olabilir. Yine ağız kuruluğunun su içilerek giderilmesi mukoza zarlarını kayganlaştırdığından dolayı vücudun tükürük salgılamasına yardım ederek ağız ve boğazı uzun süre ıslak tutar.
Kuru Cilt
Cildinizi nemlendirmek için en kaliteli kozmetik ürünler kullansanız da vücudunuzda yeterli miktarda su yoksa bu ürünler dahi cilt kuruluğunun önüne geçemez. Cildinizde pul pul dökülmeler varsa günlük tükettiğiniz su miktarını acilen artırmanız gerekiyor. Vücudun susuz kalması yeterince terlemeyi de engeller. Bu da fazla kir ve yağların vücuttan atılmasını zorlaştırır. Cildin nemli ve temiz kalması için bolca su içilmesi kesinlikle ihmal edilmemelidir.
İdrarın Koyulaşması
Vücutta yeterli miktarda su bulunmadığı zaman idrarda rahatlıkla fark edilecek bir koyulaşma olur. İdrarınızda böyle bir koyulaşma fark ettiğinizde düzenli aralıklarla su tüketmeyi ihmal etmeyin. Suyu düzenli tükettikçe idrar renginizin normale döndüğünü fark edeceksiniz.
Kabızlık
Günlük düzenli olarak içilen en az 2 litre su yavaşlayan metabolizmayı hızlandırdığı için sindirim sistemi de buna paralel olarak hızlanır. Kabızlık sorunu yaşayanlar, gün içerisinde tükettikleri besinleri vücutlarının daha rahat hazmedebilmesi için yeterince su içmeye çok dikkat etmelidirler. Ayrıca vücudun susuz kalması midedeki mukozaların azalmasına ve asitlerin artmasına neden olur. Bu durum ise sindirim organlarının işlevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesine engel olur. Yine anlık mide yanmalarının ve reflünün altında yatan temel etkenlerden biri de vücudun susuz kalmasıdır.
İyileşmeyen Hastalık
Vücutta yeterli miktarda su olmadığı zaman vücut zararlı toksinleri düzenli olarak dışarı atamaz. Vücudumuzdaki organları vücudumuza giren zararlı maddeleri filtreleyen bir makine gibi düşünebiliriz. Bu makinenin yakıtı ise sudur. Bu nedenle vücudumuzun susuz kalması bu makinanın görevini yerine getirmesine engel olur. Ancak bu makine yine de görevini yerine getirmek için vücuttaki kan gibi diğer depolardan su çekmeye başlar. Bu ise uzun vadede çok ciddi sağlık problemlerine neden olur. Uzun süren bir soğuk algınlığı dahi vücudun aşırı suya gereksinimi olduğunun göstergesidir.
Nefesin Kokması
Herhangi bir sağlık probleminiz olmasa da nefesinizin sürekli koktuğundan yakınıyorsanız, bunun nedeni vücudunuzda yeterince su bulunmaması olabilir. Günde en az 2 litre suyu düzenli içerek nefes kokusundan kurtulabilirsiniz.
Vücuttaki Ağrılar
Herhangi bir sağlık probleminiz olmadığı halde özellikle baş ağrısı ve eklem ağrısı çekiyorsanız bunun altında yatan neden vücudunuzun susuz kalması olabilir. Bu ağrılardan kurtulmak ve sağlıklı bir iskelet yapısına sahip olmak için bol su tüketmeyi ihmal etmeyin. Ayrıca vücudun susuz kalması koşu, zıplama ve yürüyüş yaparken ani hareketlerin neden olduğu darbeleri eklemlerin yeterince emmesine engel olur. Sonuçta kıkırdaklarımızın yüzde 80’i suyun oluşturduğunu hiçbir zaman unutmamız gerekiyor.
Yaşlılık Belirtileri Artar
Genç yaştasınız ama cildiniz kırışmaya başladıysa bu gün içerisinde yeterince su içmediğiniz anlamına gelmektedir. Cilt kırışıklıklarını engellemek için kozmetik ürünlerdense günlük içilen su miktarının artırılması daha sağlıklı bir tercihtir. Ayrıca yaş ilerledikçe vücuttaki su oranı da azalmaya başlar. Bu da ilerleyen yaşa paralel olarak içilen su miktarını artırmayı zorunlu kılıyor. Gün içerisinde yeterli su içmemek ciltte yaşlılık belirtisi olarak kendisini gösterse de organlara verdiği zararı da yaş ilerledikçe hissederiz.
Açlık Krizlerine Girersiniz
Vücudunuz susuz kaldığı zaman acıktığını düşündüğünden geceleri dahi açlık krizlerine girmeniz olasıdır. Tüketilen her besin vücudu yorarken, içilen her bardak su ise vücudu yenilediği gibi organların gereksinim duyduğu besini karşılar ve organların görevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesine yardımcı olur.
Yorgun ve Uyuşukluk Hissi
Vücut susuz kaldığı zaman organlar işlevlerini yerine getirmek için kan gibi vücuttaki su depolarından su çekmeye başlar. Kan hücreleri susuz kaldığı zamanda vücuttaki oksijen devinimi azalır. Az oksijen ise uykusuzluk ve yorgunluk hissinin temel nedenidir. Böyle bir durumda uykunuzu kaçırmak için kahve içseniz dahi kendinizi daha yorgun hissetmekten kurtulamazsınız.
Kas Kütlesi Azalır
Tıpkı eklemler gibi vücuttaki kaslarında önemli bir kısmını su oluşturur. Bu nedenle vücudun susuz kalması kas kütlesinin azalmasına neden olur. Egzersizden evvel, egzersiz esnasında ve egzersiz sonrasında vücudu rahatlatmak, kas ağrılarını ve yorgunluk hissini hafifletmek için su içmek ihmal edilmemelidir.
Gözler Kurur
Vücudun susuz kalması ağız ve boğaz kuruluğunun yanı sıra gözlerde de kurumaya ve kanlanmaya neden olur. Vücudun susuz kalması gözyaşı kanallarında kurumaya neden olduğundan özellikle lens kullananlar ciddi sıkıntılar yaşayabilir.