Vücuda anlık zarar veren virüs türlerinin yanı sıra ciltte kalıcı hasar bırakan virüs türleri de bulunmaktadır. Bedende ve ciltte görülen en ufak değişimlere, ciddi sağlık problemlerine neden olmaması için müdahale edilerek tedavi edilmelidir.
Ciltte hissedilen en ufak kaşıntı hissi dahi kaşıdıkça diğer bölgelere yayılarak ciddi alınması gereken cilt rahatsızlıklarına neden olabilmektedir. Bu cilt rahatsızlıkları arasında yer alan zona ise özellikle son senelerde çok yaygın görüldüğü için ne tür bir cilt rahatsızlığı olduğu herkes tarafından merak edilmektedir.
Zonanın tedavi süreci kullanılan ilaçların yanı sıra bitkisel tedavi yöntemleriyle de desteklenebilmektedir. Hayati risk içermeyen ama zona rahatsızlığında döküntüler ağrılı olduğu için çok acı hissedilmektedir.
Peki, ‘Zonaya ne iyi gelir?’ Zonanın nedenleri, belirtileri, zona hastalığında risk altında olanlar ve zonaya iyi gelen bitkisel tedavi yöntemleri bu yazıda tüm detaylarıyla incelendi.
İçerik Başlıkları
Zona Nedir?
Bir cilt sağlığı problemi olan zona, 2 gün ile 2 hafta aralığında sürmektedir. Zona hastalığına erken tanı konması iyileşme sürecini hızlandırmaktadır. Zona nedir? Zona hastalığına tıp kaynaklarında herpes zoster denilmektedir. Varicella zoster virüsünün neden olduğu zona hastalığı, ağrı ve kaşıntı hissinin yanı sıra sinir hücrelerini de tutmaktadır. Suçiçeği geçiren her insanda zona hastalığının görülme riski vardır. Yaşamları boyunca suçiçeği geçirmeyen insanların zona hastalığına yakalanma riskinin çok düşük olduğu değerlendirilmektedir.
Halk arasında gece yanığı da denilen zona hastalığının görülme riski 50 yaşından sonra artmaktadır. İlk etapta kaşıntı ve batma hissiyle kendisini belli eden zona hastalığı, su kabarcıklarının kurumasıyla birlikte iyileşme sürecine girmektedir. Kabarcıklar kuruduktan sonra kabuk bağlayarak düşmekte ve zona hastalığına maruz kalan doku eski canlılığını geri kazanmaktadır. Zona hastalığı görülen çocukların bir müddet okula gönderilmemesi önerilmektedir.
Zonanın 4 farklı türü olup, bu türlerin adları oluştuğu bölgeye göre verilmektedir. Göz, boyun ve alın bölgesinde görülen zonaya göz tutuluşu zona denilmekte olup, bu zona türünde gözün etrafı şişmektedir. Baş ve boyun bölgesinde görülen zonaya kranial zona denilmektedir. Diş, yanak, çene ve burnun alt çevresinde görülen zonaya oral zona denilmektedir. Dış kulak yolunda görülen ve gerekli tedbirler alınmadığı zaman yüz felcine neden olabilen zonaya ise Ramsey-Hunt sendromu denilmektedir.
Zona Belirtileri Nelerdir?
Toza ve güneşe karşı birçok insanın cildi hassas olduğundan açık havada vakit geçirildiği veya çok sıcağa maruz kalındığı zaman kaşıntı ve kızarma gibi cilt problemleri yaşanabilmektedir. Ciltte görülen bu olağan belirtiler haricinde farklı belirtiler görüldüğü zaman bu belirtiler, zonanın vücutta yayılımına işaret edebilmektedir. Peki, ‘Zona belirtileri nelerdir?’ İşte zona hastalığının vücutta yayıldığını gösteren o belirtiler;
- Zonanın görüldüğü bölgede öbek halinde kızarmalar olmakta ve bu kızarmalara kaşıntıda eşlik etmektedir.
- Kaşıntıya neden olan kabarcıkların içerisi birkaç gün içerisinde suyla dolar. İyileşme sürecinde ise içi su dolu bu kabarcıklar kuruyarak dökülür.
- Yorgunluk hissi
- Baş ağrısı
- Yüksek ateş
- Titreme
- Lenf bezlerinin şişmesi
- Mide bulantısı
- Karın ağrısı
- Mide ekşimesi
- Kasların güçsüzleşmesi
- Dokunmaya hassaslaşma
- Yanma ve acı hissi
- Uyuşma ve karıncalanma
Zona Neden Olur?
50 yaş ve üstünde çok sık rastlanan zona, her yaş grubunda görülebilen cilt hastalıkları arasında yer almaktadır. 80 yaşını geçmiş insanların neredeyse yarısı yaşamlarında bir defa zona hastalığına yakalanmıştır. Su çiçeği için vurulan aşı ise zonanın görülme sıklığının azalmasında olumlu bir etki yaratmamıştır. Zona hastalarının önemli bir kısmında bağışıklık problemi gözlenmez. Zonanın bağışıklık sistemi baskılanmış insanlarda görülme riski daha yüksektir.
Zonanın tekrarlamasına ise çok nadir rastlanmaktadır. Öyle ki zona, vakaların sadece yüzde 4’ünde tekrarlamaktadır. Peki, uyku halindeki virüslerin aktive olmasıyla görülen zona nedenleri nelerdir? İşte zona hastalığını tetikleyen faktörler;
- Zonaya varicella zoster denilen virüs neden olmaktadır. Bu virüsün bulunduğu ortamlarda zona kapma riski ise oldukça yüksektir.
- Yaşam öyküsünde su çiçeği olan insanlarda zona görülme riski oldukça yüksektir.
- Omurgada bulunan bazı sinir hücrelerinde uykuda olan suçiçeği virüsü, bu sayede kendisini kamufle etmektedir.
- Yıllarca uyku halinde kendisini gizleyebilen suçiçeği virüsü, aktive olduğu zaman zona hastalığı görülmektedir.
- Stres, bağışıklık sisteminin zayıf olması ve suçiçeği aşısının yaptırılmaması zona görülme riskini yükseltmektedir.
- Zona hastalığını tetikleyen diğer faktörler ise şöyle sıralanabilir;
- Diyabet
- Kortizon gibi bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların kullanılması
- Duygusal stres yaşanması
- Kanser hastalığı
- Uzun süreli kronik hastalıklar yaşanması
- Cerrahi operasyon ve radyoterapi işlemlerine maruz kalınması
Tekrarlayan zonanın nedeni ise henüz tam olarak bilinmemektedir. Ancak zonanın tekrar etmesindeki en önemli faktörün bağışıklık sistemini olumsuz etkileyen çeşitli faktörler olduğu değerlendirilmektedir. Sağlıklı insanlarda sınırlı bölgede görülen ve daha az ağrılı ve acılı olan zona hastalığı, yaşlılar ile bağışıklık sistemi baskılanmış olanlarda daha şiddetli görülmektedir.
Zona Kimlerde Görülür?
Su çiçeği hastalığını geçirenlerin zona geçirme riskinin yüksek olduğu bilinmektedir. Bazı sağlık problemleri ve çeşitli faktörler ise zonada risk faktörünü artırmaktadır.
Zonada kimler risk altındadır? İşte zona hastalığında risk altında olan o gruplar;
- Bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklar arasında yer alan AIDS, HIV ya da kanser gibi hastalıklara yakalananlar
- 60 yaş ve üstünde olanlar
- Organ naklinin ardından hastaya verilen steroidler ya da ilaçların hastanın bağışıklık sistemini zayıf düşürmesi
- Radyasyon ya da kemoterapi tedavisi alan hastalar
Zona Bulaşıcı mıdır?
Su çiçeğinde damlacık yoluyla görülen bulaşıcılık zonada söz konusu değildir. Peki, ‘Zona bulaşıcı mıdır?’ Sınırlı ve klasik zona lezyonlarının ise bulaşıcılığının çok düşük olduğu değerlendirilmektedir. Aktif su kabarcıklarının içerisindeki virüslerin temas etmeyle bulaşıcılığına ise çok nadir rastlanmaktadır. Lezyonların kuruyup kabuklanmasıyla birlikte bulaşıcılık riski sıfıra inmektedir.
Yaşamlarında varisella zoster virüsüyle hiç tanışmamış olan kişilere bu virüsün bulaşması halinde su çiçeği hastalığı görülebilmektedir. Bu virüsün bulaşması hastalık esnasında görülen lezyonların içeriğinin yanı sıra temas yoluyla da bulaşabileceğinden lezyonlarla temastan kaçınılması ve el hijyenine çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Özellikle hamile olan bayanlar ile bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerin zona hastalarıyla aynı ortamda bulunmaması gerekmektedir.
Zonaya Bitkisel Tedavi Yöntemleri
Zonayla mücadelede çeşitli kürler çok etkili olduğundan bu kürler, uzmanlar tarafından da tavsiye edilmektedir. Bu kürlerin ve zonaya iyi gelen bitkisel tedavi yöntemlerinin uygulanması hastalığın iyileşme sürecini hızlandırmaktadır. Baş ağrısı, ateş ve halsizlik semptomlarıyla kendisini belli eden zonaya iyi gelen bitkisel tedavi yöntemleri ise şöyle sıralanabilir;
İbrahim Saraçoğlu Kürü
Zonanın iyileşme sürecini hızlandırmak isteyenler, Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu tarafından hazırlanan kürü kesinlikle denemelidir. Bu kür, zona hastalığını kısa sürede tedavi etmektedir.
Bu kürü hazırlamak için 1 bardak kaynar suyun içerisine 5 tane karabaş otu ile 1 tutam melisa otu katılmalıdır. Demlenmesi için 7 dakika beklendikten sonra bu karışım süzülerek içilmelidir. Bu karışımın demlenmesi için çok uzun süre beklenmemelidir. Her içimde taze olarak hazırlanması ve ılık içilmesi gereken bu çayın günde 1 defa ve akşam yemeğinden 2 saat sonra içilmesi önerilmektedir.
Hindistan Cevizi Yağı
Zona nedeniyle ciltte oluşan leke ve kızarıklıklar Hindistan cevizi yağı sayesinde kısa sürede iyileşmektedir. Hindistan cevizi yağı, aynı zamanda cilt bakım ürünlerinde de kullanılmaktadır. Hücreleri yenileyen ve cildi rahatlatan Hindistan cevizi yağının zona sürecinde cilde masaj yapılarak yedirilmesi, zonanın ciltte oluşturduğu tahrişleri kısa sürede yok etmektedir. Ayrıca Hindistan cevizi yağı sayesinde yanma ve ağrı gibi hislerde dinmektedir.
Meyan Kökü
Ağrıyı kesen ve iltihap oluşumunu önleyen meyan kökü, zonanın neden olduğu iltihap oluşumunu önlemektedir. Meyan kökü bir miktar suyun içerisinde kaynatıldıktan sonra ılıyana kadar beklenmeli ve cilde sürülmelidir. Bu uygulama sayesinde zonanın semptomları hafiflemektedir. Aynı zamanda kaşıntı ve ağrı hissine de meyan kökü çözüm olmaktadır.
Sarımsak
Birçok hastalığın şifası olan sarımsak, zona hastalığının ciltteki olumsuz etkilerine de çözüm olmaktadır. Zona sürecinde sarımsağın bol tüketilmesi ihmal edilmemelidir. Zona rahatsızlığı ağrıya ve kaşıntıya neden olmaktadır. Zona sürecinde çiğ sarımsak ve sarımsaklı su tüketiminin ihmal edilmemesi ciltteki ağrıları dindirmektedir. Sarımsağın içindeki antibiyotik maddeler ise virüslerin vücuttan hızla atılmasına yardımcı olmaktadır.
Bal
Bağışıklık sistemi zayıf olanlarda zona görülme riski çok yüksektir. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek bu riski düşürmek için balı bol tüketmek gerekmektedir. Zona sürecinde her sabah bal tüketildiği takdirde iyileşme süreci hızlanmaktadır. Ancak tüketilen balın doğal ve katkısız olmasına dikkat edilmelidir.
Aloe Vera
Hücrelerin yenilenmesine yardımcı olan maddeler içeren aloe vera, zonanın neden olduğu hücre hasarını kısa süre içerisinde onarmaktadır. Aloe vera içerikli kremler kullanılması zonanın tedavi sürecini desteklemektedir. Aloe vera, zonanın ciltte oluşturduğu iltihaplanmayı gidererek ağrıları dindirmektedir.
Zerdeçallı Süt
Zerdeçallı süt, zonaya yol açan virüsleri hızla vücuttan atmaktadır. Zerdeçalın içeriğindeki antibiyotik maddeler, virüs ve bakterileri anında öldürmektedir. Zerdeçallı süt tüketilmesi, zonanın etkilerini azalttığı gibi zonanın ilerlemesini engellemektedir.
Zona Nasıl Geçer?
Zona sürecinde hissedilen kaşıntının ve ağrının azaltılması için ciltte yaraların oluştuğu bölgelere soğuk kompres uygulanmalıdır.
Zona nasıl geçer? sorusunun en etkili yanıtlarından biri bolca istirahat edilmesidir.
Kalamin losyonu sürülmesi kaşıntı hissini yok etmektedir.
Jel halindeki yulaf ezmesiyle banyo yapılması zonanın tedavi sürecini desteklemektedir.
Birkaç hafta içerisinde son bulan zonanın tekrarlamasına çok nadir rastlanmaktadır. Zona hastalığında görülen belirtiler 10 gün içerisinde hafiflemezse, bir hekime danışılarak yeniden değerlendirme ve takip yapılmalıdır.